9 Kasım 2011 Çarşamba

2 Yüzlülük Geni

Siyaset ikiyüzlü olmalı mı her zaman? Bir gerçek yüzü bir de görünür yüzü…
Siyaset yapan kişiler, bir konu hakkında görüşlerini bir cümlede ifade edebilecekken kısa öykü yazarlar her zaman. Nedenini düşündüğünüzde aslında gerçeği söylemek isterken, bunu söylemeleri siyasi açıdan uygun düşmeyeceğinden dolayı başka şekilde izah etmeye kalkarlar. Bazen de dosdoğru söylerler ama aslında söyledikleriyle hissettikleri aynı değildir. Bir de çok popüler olan ve her zaman işe yarayan bir yöntem vardır. Vaatler… En görkemli sözcüklerle süslerler projelerini. Yapacaklarını anlatır dururlar devamlı. Seçimlerde çok karşılaşırız bu durumla. Tabi bu vaat et kültürünü yıllardır yaşatanda bizlerizdir maalesef. En değerli kozumuz oy hakkımızı bu vaatlerin jan janlı oluşuna kapılıp kullanıveririz. Böyle başa böyle tarak pek tabi.
Hep düşünür dururum. Siyaset ile uzun yıllar uğraşanlar aynaya baktıklarında ne görürler. Bu ben değilim dedikleri olur mu? Siyasetçiye haksızlık etmeyelim hakkını burada verelim. Aslında topyekun böyle değil miyiz? En ufak bir konuda bile ikiyüzlü davranmıyor muyuz? Bir taraftan kahkahalarla büyük bir keyifle sohbet ettiğimiz birisi için arkasından demediğimizi bırakmıyor muyuz? İkiyüzlülük toplumsal bir hastalığımız olmuşken neden günah keçisi olarak siyasetçiyi seçiyoruz? Sanmayın kendi ülkemin insanını yerden yere vurup medeniyetin vatanı batıdır diye entel sosyetik söylemde bulunmayacağım. Bu örnekleri ülke ülke gezip artırmamız hiç de zor değil.
Bu konuyu niye mi deştim bugün? 9 Kasım 2011’de gazetelerde çıkan bir haber beni bunları yazmaya sürükledi.
Obama ile Sarkozy arasında G-20 zirvesindeki bir sohbet, açık unutulan mikrofonlara takıldı. Sarkozy Obama’ya dönüp, İsrail Başbakanı’nı kastederek “Netenyahu’yu daha fazla görmeye dayanamıyorum. Yalancının teki” diyor. Obama da “Bir de beni düşün, ben her gün onunla muhatap olmak durumundayım” yanıtını veriyor.
Bu diyalog tüm çıplaklığıyla insanoğlunun ikiyüzlü, kaypak yönlerini gözler önüne seriyor.
Neden mutsuz insanlar? Neden yalnız hissediyorlar kendini? Neden sevemiyorlar, sevilemiyorlar?
Kendin gibi olamamak, içinden geçenleri söyleyememek… Sevmediğin halde sevgi gösterisinde bulunmak, hatta bu durumu abartmak… Öve öve bitiremezken, mide sancısından kıvranmak durumunda kalmak…
Her ne kadar sadece siyasetçinin sorunu olmasa da bu durum, bu yazıyı yazmamıza vesile olanlar siyasetçiler oldukları için iğneyi onlara batırmadan edemeyeceğim. Zor bir iş siyaset yapmak. Olduğun gibi görünememek, göründüğün gibi olmamak. Bir düşünürün dediği gibi; ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol. Yani siyasetçi gibi olma demiş.
                     

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder