17 Eylül 2011 Cumartesi

“Dönek” de Nereden, Ne zaman Dönek!

Dönek siyasetçi, dönek köşe yazarı ve daha bilmem kimler için kullanılıyor bu ifadeler. Ben hoşlanmasam da bu ifadeden, pek çok kimse bu yaftayı yapıştırıyor birilerine.
 Genellikle ülkemizde dönek ifadesini siyasetçiler için ya da köşe yazarları için kullanıyorlar.
Şu günlerde Ahmet Hakan köşesinde bu durumu irdeliyor. Kendisine nerden döndün,  nasıl döndün diye soranlara anlatıyor kendisini.
 Ben de şöyle bir göz atayım dedim internete, kimlere dönek yaftası takılmış, kim kime dönek demiş neden demiş. Bu araştırmam esnasında döneklikle ilgili bir kitap olduğunu da fark ettim. Kitap dönekliği şöyle ifade etmiş:  “Serbest gazeteci Rahmi Yıldırım, “Devşirmeler Dönekler” adlı kitabıyla üçüncü kez okuyucuyla buluştu. “Devşirmeler Dönekler – Türk Medyasından Portreler” adlı kitap, Karınca Yayınları tarafından yayımlandı. Rahmi Yıldırım bu kitabında önce, tarihteki devşirme olgusuyla “sol hareketlerden kopup egemen sınıf saflarına katılmak, düzen karşıtlığından düzen muhafızlığına geçiş” olarak tanımladığı döneklik olgusu arasında paralellik kuruyor. Türkiye sosyalist hareketinin tarihsel kırılma anlarındaki dönekleri kısaca anımsatan Yıldırım, küreselleşme döneminde döneklerin büyük çoğunlukla medyada üslendiklerini, sermayedar sınıf adına ideoloji ve rıza ürettiklerini vurguluyor.”
 Değişim ve Döneklik arasında ince bir çizgi var bence. ” Ben değiştim artık, eski ben değilim. O zaman öğrenciydik, toyduk, hayat tecrübemiz yoktu” diyenler… Veyahut  “bu dünya değişirken, Tanrı bile değişirken ben nasıl olurda aynı kalırım” diyenler… Bir de değişim konusunda inanılmaz hızlı ve sert olanlar var. Kariyerle ve gelir düzeyiyle doğru orantılı değişenler var. Yani değişen değişene…
Peki, Böyle düşünenler içinde hangileri dönek, hangileri değişmiş. Ayıkla pirincin taşını.
Geçiş yapan birçok kişiyi analiz ederken hassas terazi kullanmalıyız. Değişti mi? yoksa Döndü mü? Anlamakta zorlanabiliriz. Yok yere dönek demek olmaz, değişimci birisine. Ama bazı kişiler vardır ki, onun değişim(!) skalasının nasıl bir taraftan diğer tarafa inanılmaz bir hızda geçtiğini de görebilirsiniz. Bunun için tek yapmanız gereken o kişinin yazılarını incelemek ve o dönem içindeki siyasal gelişmelerin ve oluşumların üzerine oturtmak. Mesela seçim öncesi ve sonrası dönemler veyahut yeni bir siyasal hareketin oluştuğu dönemlerde ne yazmış, neler söylemiş.
Bu çalışma sonucu ortaya çok enteresan tablolar çıkabiliyor. Hatta ilgiyle izlediğiniz kişilerdeki hareketi çok net görebiliyorsunuz. Örnek mi istiyorsunuz, alın size örnek,
Yiğit Bulut.
Son iki yıllık yazılarını takip edin. Sonra da Habertürk’teki sürecini. Yorumu size bırakıyorum.
----------o----------
Diğer yandan Değişen, değişmesi gereken ama dönek yaftası takılanlara ne demeli. Dönek olmamak için yerinden kımıldamamak mı gerekir. Dinozor gibi yazmalı çizmeli…
Değişmiş! Dönmüş!
Dönek olmadan nasıl değişmeli?
Dönek olmamak adına değişimden kaçmak peki?
Değişmenin karşısında duran şey nedir sizce? Sizi bundan alıkoyan… Değişemeyecek kadar sert mi olmanız yoksa tüm etkilerden korunmuş adeta bir fanus içinde yaşadığınız için mi?
Yoksa!
Ahmet Hakan’a bunu sormak isterim mesela. Kim dönektir, kim değişim ve dönüşüm geçirendir?
Değişen ve dönenleri iyi ayırt edebilmeniz dileğiyle…
----------o----------
Dönülmez Akşamın Ufkundan Döndüm Geldim
Dönek köşe yazarına eşi sorar,
“Bu ne böyle?” diye.
“Sorma hanım dönüp dönüp durdum bu diyarda, bir o dala bir bu dala.
Yoruldum artık, “yeter dönmek yok, sur artık!” dedim kendime.
Eşi sorar: “Peki, ne oldu sonra durdun mu?”
“Duracağım da nerede duracağım, onu kestiremiyorum”      
 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder