9 Eylül 2011 Cuma

Ve Kur’an Kadına Kapanmayı Emretti

Debelenip duruyorum. Alttan girip üstten çıkıp yazayım çizeyim diyorum. Şöyle bilmiş edayla irdeleyeyim konuyu ve sonuç cümlemi patlatayım diyorum. Ama yapamıyorum. Başlığa gözüm takıldıkça kutsal kitabımıza haksızlık ettiğimi düşünüyorum.
Lafı dolandırmadan işte yazının ana fikri:
İslam dininde kadının başının örtülmesi hükmü yoktur.
İlahiyatçılar böyle bir hüküm vardır diyor. Çoğunluğu bu fikirde. Böyle olmadığını düşünenler de var elbet.
Ortada bir düşünenler var, bir de okuyanlar. Bir tarafta sorgulayanlar var; ”böylesi derinlikte bir kitap nasıl olurda kadının saçını kapatsın der anlamıyorum” diye kafa yorar, düşünür durur. Diğer tarafta sorgulamayanlar var.
İşte sorgulanmayan ayet:
“ Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini bakılması yasak olandan çevirsinler, iffetlerini korusunlar. Süslerini, kendiliğinden görünen kısmı müstesna, açmasınlar. Başörtülerini yakalarının üzerine salsınlar. Süslerini kocaları veya babaları ve kayınpederleri veya oğulları veya kocalarının oğullar veya kardeşleri veya erkek kardeşlerinin oğulları veya kız kardeşlerinin oğulları veya Müslüman kadınları veya cariyeleri veya erkekliği kalmamış hizmetçiler, ya da kadınların mahrem yerlerini henüz anlamayan çocuklardan başkasına göstermesinler. Gizledikleri süslerin bilinmesi için ayaklarını yere vurmasınlar. Ey inananlar! Saadete ermeniz için hepiniz tevbe ederek Allahın hükmüne dönün.” Nur Suresi 31. Ayet
Kur’anı nasıl okumalıyız?
Bir romanı nasıl okursunuz? Ya bir ansiklopediyi nasıl okurdunuz? Üniversitede bir arkadaşım ansiklopediyi baştan sona okurdu. Kur’anı nasıl okumalıyız?
Bu ayetten yola çıkarak kadınların başlarını kapatalım şimdi. Ayette dikkat çekici noktalar var. “Başörtülerini yakalarının üzerine salsınlar.” Yani başları örtülü kadınların, başlarındaki bu örtüyle yakalarının üzerini örtmelerini söylüyor.
İçimizden bazıları eminim şöyle düşünüyordur. Neden açık bir ifade yok başların örtülmesi için. Yani başların nasıl örtülmesi gerektiğinden neden bahsetmiyor. Bu ayetten başın örtülmesi sonucunu nasıl çıkartacağız. Belki de ifade açık ve nettir. Başınızı örtün demiyor ki, zaten başlarında örtü var. Ayet kadınların başlarındaki örtünün başka bir işlevinden bahsediyor. Bu arada İslamiyet öncesinde kadınların başlarında örtü olduğunu öğrenmiş oluyoruz.
Düşün düşün, irdele dur. Çık işin içinden bakalım.
Size ilginç bir soru sorayım. Acaba Türkiye’de kaç kadın vardır başını örten ve bu ayeti okumamış. Ya da kaç kadın bu ayeti okumuş ve bunun üzerine başını örtmüş. Okumuş irdelemiş ilahiyatçılarımız varken biz niye okuyalım ki!
Bir taraftan irdelenmeyi ve düşünen akla ihtiyaç duyan bir ayet var. Diğer taraftan başını örtmüş ve bundan dolayı bir takım hakları ellerinden alınmış mağdur kadınlarımız.
Şu an itibariyle dinimizi konunun dışında özellikle bırakarak ülkemizdeki  “türban” sorununa geliyoruz.
Ülkemizde üniversiteye başını kapattığı için gidemeyen kızlarımız var. Ülkedeki iki siyasal hareket ve bu hareketin etrafında kümelenmiş gruplar var. İki görüş bir olup çözemiyor bu sorunu.
Çözemez tabi…
Bir taraf inanç meselesinden giriyor konuya, diğer taraf laiklik meselesinden. İki tarafın tek ortak noktası, sorunun mağdurunu göremiyorlar. Onlar birbirleriyle tartışa dursun, 10 yıl önce üniversite kapısından geri döndürülen kızımız, bugün tek kurtuluş olan evlilik kurumuyla tanışmış, evinde çocuk bakmakta.
Ey siyasiler, ey seçilmişler!
Çözün artık bu sorunu.
“Üniversiteyi okuyacaksa çıkarıversin örtüsünü” diye çıkmayın karşımıza. “Benim de anamın başı kapalı” empati cümleleriyle söze başlayıp, iş üniversiteyi okumak isteyen başı kapalı kızlarımıza gelince olmaz demeyin. Biz türbana karşı değiliz, kamu alanında takılması laikliğe aykırı diyerek kendinizi gülünç duruma sokmayın.
Aslında içten içe biliyorsunuz meselenin özünü. Başın örtülmesi inançlar meselesi değil, geçmişten gelen hem de İslamiyet öncesinden gelen geleneksel ve örfi bir örtü. Öyleyse…     

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder